top of page

Artopol Gallery Solo Show 2025

    Sergi Metni: Melike Bayık

 

    Kalbin Odalarında Bir Gezinti

​

    Talip Keser’in “The Rooms of My Heart” baÅŸlıklı sergisinde tuvalleri, yalnızca izlenmek üzere sunulmuÅŸ görüntüler deÄŸil, içsel coÄŸrafyaların soyutlanmış krokileri olarak karşımıza çıkar. Bu sergide her resim, bir odadan çok bir yön, bir pusula, bir içsel yönelim önerisidir.

   

    Keser’in yaklaşımı, çaÄŸdaÅŸ resim sanatının formel sınırlarını sorgulayan ve öznelliÄŸi merkeze alan bir anlayışı temsil eder. Renk, çizgi ve boÅŸluk gibi temel plastik öÄŸeler, burada yalnızca biçimsel deÄŸil, aynı zamanda sezgisel haritalama araçlarına dönüÅŸür. Renk, duygunun frekansını; çizgi, hareketin yönünü; boÅŸluk ise belleÄŸin suskun ama derin yankısını temsil eder. Her bir kompozisyon, zihinsel bir alanın soyut izdüÅŸümüdür. hatırlamanın, hissetmenin ve yeniden inÅŸa etmenin görsel bir notasyonudur.

   

    Bu anlamda Keser’in resimleri, bir tür duygusal kartografi olarak okunabilir. Onun tuvallerindeki her bir leke, her çizgi, çocukluktan kalma bir iz, büyümenin geride bıraktığı bir katman ya da hayalin tahayyüle dönüÅŸtüÄŸü anlık bir sapmadır. Haritalar, kent soyutlamaları bu sergide sadece kavramsal bir önerme deÄŸil; biçimsel bir gerilim ve anlatı aracıdır. Keser’in “kalbimin odaları” dediÄŸi alanlar, aslında bilinçle bilinçdışı arasındaki sınır bölgeleridir. Ve her resim, bu sınırda kaybolmayı deÄŸil, yön bulmayı önerir.

   

    Sanatçının “sınırsızlık içimizde baÅŸlar” sözü, yalnızca bireysel bir özgürlük arayışını deÄŸil, aynı zamanda görsel dilin yapıbozuma uÄŸratıldığı, kendi sınırlarını geniÅŸlettiÄŸi bir estetik yaklaşımı da tarif eder. Burada figür yoktur ama figürün yokluÄŸu bir eksiklik deÄŸil; içselleÅŸtirilmiÅŸ alanların öznel anatomisidir. Her bir iÅŸ, topolojik bir deformasyon gibi; bireyin duygusal kıvrımlarına göre bükülmüÅŸ, yeniden biçimlendirilmiÅŸ bir iç sokak, harita çizimi gibidir.

​

    Keser’in kompozisyonlarında çizgi, sabit bir sınır olmaktan çok bir yön hissi taşır. Renkler, bir bölgeyi betimlemekten çok, bir temsildir.. BoÅŸluklar ise söylemsel deÄŸil; sezgisel olarak doldurulmak üzere bırakılmıştır. Bu anlamda izleyici, yalnızca resmin suretine bakan kiÅŸi deÄŸil; haritanın eksik kalan parçalarını kendi sezgisiyle tamamlayan bir gezgindir. Her resim, açık uçlu bir rotadır. Belki de bir mekân deÄŸil, bir ruh halidir.

​

    Genelden özele yaklaÅŸtıkça, bu serginin bir otoportre olmadığını, ama bir iç deneyim günlüÄŸü olduÄŸunu söylemek mümkündür. Talip Keser, neyi gösterdiÄŸi kadar neyi gizlediÄŸiyle de konuÅŸur. Tuvallerindeki her katman, hem bir ÅŸeyin ifÅŸası hem de baÅŸka bir ÅŸeyin üstünü örtmedir. Bu çok katmanlılık, onun resmini salt estetik bir alan olmaktan çıkararak, zamansal, psikolojik ve neredeyse mimari bir yapıya dönüÅŸtürür.

​

    “The Rooms of My Heart”, bireysel hafızanın estetikle kesiÅŸtiÄŸi, içe dönük ama dışa açık bir anlatıdır. Talip Keser, tuvalleri aracılığıyla kendine ait odaların krokilerini çizerken, izleyiciyi de kendi iç haritasını, yollarını ve rotalarını yoklamaya çağırır. Her resim, bir yön; her yön, yeni bir soru... Belki de asıl sergi, tam da bu soruların yankılandığı yerde baÅŸlar ve herkese haritanın bir ucundan keÅŸfedilecek, rota yaratacak temsili bir anahtar sunar.

blues-maria-daines-thats-what-the-blues-
bottom of page